
İstifleme Hastalığı: Erkeklerde Neden Daha Çok Görülüyor? Şok Detaylar!
Kompulsif biriktirme hastalığı, diğer adıyla istifleme bozukluğu ya da dispozofobi, günümüzde giderek daha fazla dikkat çeken bir psikolojik rahatsızlık olarak karşımıza çıkıyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Erman Şentürk, bu rahatsızlığı, kişilerin değersiz, gereksiz ve sağlıksız ortam yaratan eşyaları saklamaları, biriktirmeleri veya atmamaları olarak tanımlıyor. Peki, bu durum neden bazı kişilerde daha sık görülüyor ve özellikle erkeklerdeki yaygınlığı ne anlama geliyor?
İstifleme Bozukluğunun Belirtileri ve Nedenleri
İstifleme bozukluğunda toplanan ve atılamayan eşyalar arasında genellikle bir benzerlik ya da bağlantı bulunmaz. Dr. Şentürk, bu durumun altında yatan nedenleri şu şekilde açıklıyor:
- Yalnızlık ve izolasyon
- Partner eksikliği
- Maddi sorunlar
- İhmal edilmiş bir çocukluk dönemi
- Ailede istifleme bozukluğu öyküsü
Bu faktörler, bireylerin duygusal bağ kurmakta zorlandıkları, güvensizlik hissettikleri ve kontrolü kaybetme korkusu yaşadıkları durumları tetikleyebilir. İstifleme davranışı, bu duygusal boşluğu doldurma veya kontrolü yeniden sağlama çabası olarak ortaya çıkabilir.
Erkeklerde İstifleme Bozukluğunun Yaygınlığı
İstifleme bozukluğunun erkeklerde daha sık görüldüğüne dair kesin bir bilimsel veri bulunmamakla birlikte, bazı araştırmalar bu yönde eğilimler olduğunu göstermektedir. Bunun olası nedenleri şunlar olabilir:
- Toplumsal cinsiyet rolleri: Erkeklerin duygusal sorunlarını ifade etmekte daha çekingen davranmaları, bu tür sorunların daha geç fark edilmesine veya gizlenmesine yol açabilir.
- Kontrol ihtiyacı: Erkeklerin genellikle daha fazla kontrol sahibi olma eğiliminde olmaları, istifleme davranışını bir kontrol mekanizması olarak kullanmalarına neden olabilir.
- Maddi güvensizlik: Maddi sorunlar yaşayan erkekler, gelecekte ihtiyaç duyabilecekleri düşüncesiyle eşyaları biriktirme eğilimi gösterebilirler.
İstifleme Bozukluğunun Tedavisi
İstifleme bozukluğu, tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. Tedavi sürecinde genellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve ilaç tedavisi birlikte uygulanır. BDT, bireylerin düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmelerine yardımcı olurken, ilaç tedavisi ise anksiyete ve depresyon gibi eşlik eden psikolojik sorunları kontrol altına almayı hedefler.
Unutmayın, istifleme bozukluğu tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Eğer kendinizde veya bir yakınınızda bu tür belirtiler fark ederseniz, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmanız önemlidir.
İstifleme bozukluğu, bireylerin yaşam alanlarını daraltan, sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyen ve genel sağlık durumlarını tehdit eden ciddi bir sorundur. Bu nedenle, erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır. Farkındalık yaratarak ve doğru tedavi yöntemlerini uygulayarak, bu sorunla mücadele etmek ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek mümkündür.