Türkiye'de gıda güvenliği alarm veriyor! Aşırı işlenmiş gıdaların tehlikeleri her geçen gün daha fazla ortaya çıkarken, denetim mekanizmalarının yetersizliği büyük bir endişe kaynağı. Ülkemizde 730 bin onaylı gıda işletmesi bulunmasına rağmen, bu devasa sektörün denetimini yapacak gıda mühendisi sayısı sadece 1750! Bu durum, "gıda terörü" olarak adlandırılan ve halk sağlığını tehdit eden bir soruna davetiye çıkarıyor.

Çocuklar Aşırı İşlenmiş Gıdaların Tuzağında

Yapılan araştırmalar, çocukların aşırı işlenmiş gıdalara maruz kalma oranının giderek arttığını gösteriyor. UNICEF'in "Gıda çevreleri çocukları nasıl yüzüstü bırakıyor" başlıklı raporu, Türkiye'nin de içinde bulunduğu 190 ülkede 13-19 yaş aralığındaki obezite oranının yüzde 3'ten yüzde 9,4'e yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu vahim tablo karşısında Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı harekete geçerek 14 Eylül 2026'dan itibaren okul kantinlerinde "okul gıdası" logolu ürünlerle çocuk obezitesine karşı önlem almaya hazırlanıyor.

Ancak uzmanlar, bu önlemlerin yeterli olmadığını ve denetimlerin artırılması gerektiğini vurguluyor. Gıda Mühendisleri Derneği Başkanı Fatih Efe'nin açıklamaları, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Efe, sadece okul kantinlerinde değil, tüm gıda işletmelerinde denetim yapacak ekiplerin sayısının artırılmasının hayati önem taşıdığını belirtiyor.

Denetimler Yetersiz mi?

Gıda Mühendisleri Derneği Başkanı Fatih Efe, Haber Global Web Özel'e yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Efe'nin bu açıklamaları, Tarım Bakanlığı'nın taklit ve tağşişte teşhir uygulamasının tek başına yeterli olmadığını gösteriyor. Denetimlerin sıklığı ve etkinliği artırılmadığı sürece, gıda terörünün önüne geçilmesi mümkün görünmüyor.

• Denetim sayısının artırılması
• Gıda mühendisi sayısının artırılması
• Tüketici bilincinin yükseltilmesi
• Yasal düzenlemelerin güncellenmesi

Gıda Güvenliği İçin Ne Yapılmalı?

Gıda terörüne karşı mücadelede sadece devletin değil, tüketicilerin de bilinçli olması gerekiyor. Tüketicilerin, satın aldıkları ürünlerin etiketlerini dikkatlice incelemeleri, şüpheli durumlarda yetkililere başvurmaları ve güvenilir markaları tercih etmeleri büyük önem taşıyor. Ayrıca, sivil toplum kuruluşlarının ve medyanın da bu konuda farkındalık yaratma çalışmaları yapması gerekiyor.

Sonuç olarak, Türkiye'de gıda güvenliği ciddi bir tehdit altında. Denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, tüketici bilincinin artırılması ve yasal düzenlemelerin güncellenmesi gibi adımların atılması gerekiyor. Aksi takdirde, gıda terörünün yol açacağı sağlık sorunları ve ekonomik kayıplar giderek artacaktır.