Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1923 ve 1927 yıllarında yaşadığı kalp rahatsızlıklarına dair bugüne kadar bilinmeyen raporlar ortaya çıktı. Osmanlı Arşivi, Cumhuriyet Arşivi ve Dışişleri Bakanlığı Arşivleri'nde yer alan bu tıbbi raporlar, Atatürk'ün sağlık durumu hakkında önemli bilgiler sunuyor. Raporlarda, Atatürk'ün kalp rahatsızlığının nedenleri, yapılan muayeneler ve uygulanan tedavilere dair detaylar yer alıyor.

Atatürk'ün İlk Kalp Rahatsızlığı (1923)

1923 yılındaki ilk kalp rahatsızlığına dair bulgular, Dr. Refik Saydam, Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp ve Dr. İbrahim Tali Bey tarafından tespit edildi. Raporlara göre, Atatürk o dönemde genel olarak sağlıklı ve enerjik görünüyordu. Ancak bir gün köşkün arkasında aniden rengi solan Atatürk, terlemeye başladı ve "Arkadaşlar, kendimi iyi hissetmiyorum" dedi.

Atatürk'ün yaşadığı bu ani rahatsızlık üzerine Dr. Refik Saydam, yanında bulunan kalp uyarıcı ilaçlar ve morfin uygulayarak belirtileri hafifletti. İki gün sonra, öğle yemeğinden sonra bahçede yürürken daha hafif bir atak geçiren Atatürk için İstanbul'dan Prof. Dr. Neşet Ömer Bey (İrdelp) Ankara'ya çağrıldı. Yapılan muayeneler sonucunda Atatürk'e anjina yani "miyokardit" teşhisi konuldu. Rahatsızlığın nedenleri aşırı yorgunluk ve sigara olarak belirtildi.

1927'deki Tekrarlayan Rahatsızlık

1927 yılında tekrarlayan kalp rahatsızlığı, Atatürk'ün sağlık durumunun daha yakından takip edilmesine neden oldu. Yapılan detaylı tetkikler ve muayeneler sonucunda, ilk rahatsızlığın etkilerinin devam ettiği görüldü. Atatürk'e istirahat ve düzenli tedavi önerildi. Raporlarda, Atatürk'ün yoğun çalışma temposunun ve yaşam tarzının, kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri vurgulandı.

Atatürk'ün doktorları tarafından hazırlanan raporlarda, şu önemli tespitler yer alıyor:

• Aşırı yorgunluk ve stresin kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri
• Sigara kullanımının kalp rahatsızlığını tetikleyici rolü
• Düzenli istirahat ve sağlıklı yaşamın önemi

Bu raporlar, Atatürk'ün sadece askeri ve siyasi dehasını değil, aynı zamanda insan olarak yaşadığı sağlık sorunlarını da gözler önüne seriyor. Atatürk'ün, tüm zorluklara rağmen ülkesi için yılmadan çalışması, onun ne kadar büyük bir lider olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Atatürk'ün sağlık raporlarının gün yüzüne çıkması, tarihe ışık tutan önemli bir gelişme. Bu belgeler, Atatürk'ün yaşamına ve mücadelesine dair daha kapsamlı bir anlayış geliştirmemize yardımcı oluyor. Aynı zamanda, sağlıklı yaşamın ve düzenli tıbbi kontrolün önemini bir kez daha hatırlatıyor. Atatürk'ün mirası, sadece fikirleri ve başarılarıyla değil, aynı zamanda yaşadığı zorluklarla da bizlere ilham vermeye devam ediyor.