TRT Darbe Medyası Mı? CHP'den Şok Suçlama!
Gündem

TRT Darbe Medyası Mı? CHP'den Şok Suçlama!


19 November 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 19 November 2025

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, TRT'yi sert bir dille eleştirerek, kurumun 19 Mart sürecinde tarafsız yayıncılık ilkelerini ihlal ettiğini ve bir linç kampanyası yürüttüğünü iddia etti. Bulut, TRT'nin "19 Mart darbesinin medya kolu" gibi hareket ettiğini savunarak, kurumun yayınlarını sert bir şekilde eleştirdi.

CHP'li Bulut'tan TRT'ye Ağır Eleştiriler

Bulut, TRT'nin yandaş kanallarla birlikte siyasi bir linç kampanyası yürüttüğünü belirterek, "TRT, 19 Mart darbesinin medya kolu oldu. İddianamenin açıklanmasıyla birlikte ilk bir hafta 12 saat 7 dakika 13 saniye süreyle, tek yanlı ve masumiyet karinesini yok sayan yayınlar yaptı" dedi. Bu durumun, duruşmaların TRT'den canlı yayınlanması taleplerinin haklılığını ortaya koyduğunu savundu.

Bulut, açıklamalarına şöyle devam etti:

  • TRT ekranları, çirkin linç kampanyalarının ve hedef göstermelerin merkezi olamaz.
  • Kamu gücünün bu şekilde kötüye kullanılması demokrasiye ve milli iradeye ihanettir.
  • TRT ve yönetimi bir an önce kendilerine çeki düzen vermelidir.

Bulut, Türkiye'de kamu yayıncılığı yapmakla görevli tek kuruluş olan TRT'nin tarafsızlık zorunluluğunun özel kanunlarla belirlendiğini hatırlattı. Kamu yayıncılığının temel amacının toplumun tamamını kucaklamak, farklı düşünceleri eşit ve adil biçimde yansıtmak ve bir siyasi partinin değil milletin sesi olmak olduğunu vurguladı. Ancak, Bulut'a göre, 86 milyon vatandaşın vergileriyle finanse edilen TRT, halkın değil iktidarın propaganda aygıtına dönüştürülmüştür.

TRT Haber'deki Yayınlara Tepki

Bulut, İBB'ye yönelik 19 Mart siyasi operasyonunun ardından, kamu yayıncısı olan TRT Haber'de tarafsızlık ilkesinin açıkça yok sayıldığını, soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiğini ve insanların daha yargı süreci başlamadan suçlu ilan edildiğini belirtti. TRT'nin öncülüğünde yandaş medya kanallarının organize bir linç kampanyası yürüttüğünü ve RTÜK'ün yapılan şikayetleri sümen altı ederek bu hukuk ve etik katliamının ortağı haline geldiğini savundu.

Bulut, TRT yöneticilerinin "Beştepe'ye sırtını dayayıp Oran Sitesi'nden, Söğütözü'ne, demokrasiye, adalete, hukuka ateş ettiklerini" iddia etti. İddianame açıklandıktan sonraki 11-17 Kasım tarihleri arasında toplam 12 saat 7 dakika 13 saniye tek yanlı ve masumiyet karinesini yok sayan yayın yapıldığını belirtti. Karalama kampanyasının üssü olan TRT Haber'de, Birinci Sayfa ve Odak Gündem programları başta olmak üzere birçok programda kişileri peşinen suçlu ilan eden ifadelere ve alt yazılara yer verildiğini söyledi.

Hukuki Çerçeve ve Çağrı

Bulut, 2954 sayılı TRT Kanunu'nun 5'inci maddesinin (k),(m) ve (j) bentlerinde yer alan tarafsızlık, doğruluk, kamuoyunun sağlıklı oluşumu ve kişilerin özel hayatına saygı ilkelerini hatırlattı. Ayrıca, 6112 sayılı RTÜK Kanunu'nun "Yayın hizmeti ilkeleri" başlıklı 8'inci maddesinin (i) bendinde yer alan "Suçlu olduğu yargı kararıyla kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez" hükmünü vurguladı.

Bulut, TRT'nin iktidarın emir eri olmadığını ve RTÜK'ün de talimatla çalışan bir sansür kurumu olmadığını belirterek, "Bu millet kendi vergileriyle finanse ettiği kurumları bir grubun siyasal sopası olsun diye değil, adil, tarafsız ve bağımsız yayıncılık yapılsın diye kurmuştur" dedi. TRT yöneticilerine seslenerek, görevlerinin bir siyasi partinin çıkarlarını korumak değil, kamu yararına hizmet etmek olduğunu söyledi.

TRT Haber’de iddianamenin açıklandığı günden başlayarak bir haftalık tarama sonuçlarına göre, haberlerde kullanılan kesin yargı içeren alt yazı ve başlıklar şu şekilde sıralandı:

  • “Veriler DarkWeb'ten satıldı”
  • “İmamoğlu iddianamesinde 'sistem' detayı”
  • “'Kreş bağışı' kılıfıyla rüşvet mekanizması”
  • “Yurt dışındaki şirkete şüpheli para transferi”
  • “İBB raylı sistem ihalesindeki kamu zararı”
  • “Döküm sahası üzerinden sahte fatura çarkı”
  • “Rüşvet parası legal hale getirildi”

Sonuç

CHP'li Burhanettin Bulut'un TRT'ye yönelik bu sert eleştirileri, kamu yayıncılığının tarafsızlığı ve bağımsızlığı konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. TRT'nin bu eleştirilere nasıl bir yanıt vereceği ve yayın politikalarında bir değişiklik yapıp yapmayacağı merak konusu. Bu suçlamaların ardından, TRT'nin yayınlarının kamuoyu tarafından nasıl değerlendirileceği de yakından takip edilecek.