Trans Onur Haftası: "Temsiliyet Değil, Yaşamın Tümünü İstiyoruz!"
Gündem

Trans Onur Haftası: "Temsiliyet Değil, Yaşamın Tümünü İstiyoruz!"


27 May 20255 dk okuma13 görüntülenmeSon güncelleme: 17 June 2025

İstanbul Trans Onur Haftası Komitesi'nden Yusuf, Jiyan ve Beren, bu yılki yürüyüşe dair beklentilerini, muhalefetten umutlarını ve karşılaştıkları ayrımcılıkları bianet'e anlattı. "Temsiliyetin kırıntılarını değil, yaşamın tümünü istiyoruz" diyen komite üyeleri, olası yasaklara karşı alternatif yöntemler geliştirmeye çalıştıklarını vurguladı.

"Başkaldırı/Serhildan" Temasının Anlamı

11. İstanbul Trans Onur Haftası, 16-22 Haziran tarihleri arasında "Başkaldırı/Serhildan" temasıyla gerçekleşecek. Komite üyeleri, bu temanın nedenini şöyle açıklıyor:

Başlangıçta "Aile Yılı" teması düşünülmüş olsa da, iktidarın LGBTİ+’lara yönelik saldırıları nedeniyle bu temadan vazgeçilmiş. 2025 yılında LGBTİ+’lara yönelik yoğun bir saldırı başlatıldı. Hormonlara erişim yasaklandı, cinsiyet/beden uyum süreçleri engellenmeye çalışıldı. Şu an gündemde olan yasa tasarısı da bu sürecin devamı niteliğinde. Tüm bunlar birleşince, bu yılki temayı “Başkaldırı” olarak belirlemek bize daha anlamlı geldi. Çünkü hedef alınan tüm grupları kapsayan bir tema bu. Başkaldırı, sadece ses çıkarmak değil; aynı zamanda varoluşumuzu sahiplenmektir.

Yeni Süreç ve LGBTİ+’ların Konumu

Kürt sorununda çözüm tartışmalarının yeniden gündeme geldiği bu dönemde, LGBTİ+’ların süreçteki yeri sorgulanıyor. Komite üyeleri, HDP’nin kapatılma davasından sonra LGBTİ+’ların yapıların kurucu bileşenleri arasında sayılmamaya başlandığını ve adlarının silindiğini belirtiyor. Bu durumun, manevra alanlarını daralttığını ifade ediyorlar.

DEM Parti'nin en yakın müttefiklerinden biri olduğunu ancak adı konmamış bir uzaklaşma yaşandığını dile getiriyorlar. Önceki Çözüm Süreci’nde farklı kesimlerden isimler yer alırken, şimdi sürecin toplumdan yeterince içselleştirilmediğini savunuyorlar. Barış yeniden konuşuluyorsa, trans+lar ve LGBTİ+’ların bu coğrafyada barışın, adaletin ve özgürlüğün taşıyıcısı politik özneler olarak var olmaya çalıştıklarını hatırlatmak zorunda olduklarını vurguluyorlar.

Muhalefetten Beklentiler

CHP lideri Özgür Özel’in Saraçhane konuşmasında “toplumun tüm renkleri” ifadesini kullanması dikkat çekmişti. Komite üyeleri, bu söylemlerin yetersiz olduğunu ve LGBTİ+’ların açık ve doğrudan destek görmek istediğini belirtiyor. Süslü sözler yerine somut politikalar, anayasal güvence ve doğrudan temsiliyet talep ediyorlar. Partilerin mücadeleyi kurumsal anlamda sahiplenmesini ve sistematik hak ihlallerine karşı söz söylemesini bekliyorlar.

Sırrı Süreyya Önder’in LGBTİ+’lar konusunu yeterince içselleştiremediğini ifade etmesine rağmen çaba sarf ettiğini belirtmesi, komite üyeleri tarafından olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor. Tüm muhaliflerin aynı mücadeleyi benzer açıklık ve kararlılıkla yürütmesi gerektiği vurgulanıyor.

Birlikte Mücadele Zeminleri

Devletin baskısının artmasıyla birlikte, birçok siyasi yapı ve toplumsal hareketin geri çekildiğini belirten komite üyeleri, trans+ların bu geri çekilmenin ilk feda edilenleri olduğunu ifade ediyor. Mevcut siyasi iklimin kutuplaşmayı artırdığını ve herkesin kendi derdiyle meşgul olduğunu dile getiriyorlar. İstanbul Trans Onur Haftası'nın bu anlamda bir hatırlatıcı olduğunu ve mücadelenin sadece kendileri için değil, baskı gören herkes için olduğunu vurguluyorlar.

Türkiye’de yaşayan transların barınma, geçinme sorunları ve gözaltına alınma riskinin yüksek olduğunu belirten komite üyeleri, LGBTİ+’ların devletin saldırılarına karşı daha öfkeli olduğunu ve 1 Mayıs'ta Taksim’e çıkma iradesi gösterdiğini hatırlatıyor. Trans Onur Yürüyüşü'nde de aynı iradenin görüleceğini düşünüyorlar.

Geçtiğimiz yıl yürüyüşün gerçekleşememesi nedeniyle hayal kırıklığına uğradıklarını belirten komite üyeleri, bu yıl yürüyüşün mutlaka yapılacağını ve İstanbul’un her yerinden çıkabileceklerini ifade ediyor. Daha örgütlü ve daha görünür olmak istediklerini ve sürprizlerin olabileceğini belirtiyorlar. İttifak, koalisyon ya da mutabakat içinde olmaya açık olduklarını ve hem kendi talepleri hem de nasıl bir toplum hayal ettikleri konusunda daha net bir tartışma zemini açmak istediklerini vurguluyorlar.

Bu yıl kendileriyle yürümek isteyenlere gül bahçesi vadetmediklerini belirten komite üyeleri, bir yandan sisteme karşı mücadele verirken diğer yandan da birbirlerine iyi gelmenin yollarını aradıklarını ifade ediyor. Yeni insanların iyi olduğunu, yeni dinamikler yarattığını ve çatışsalar bile birlikte olmanın ayrı bir güzelliği olduğunu dile getiriyorlar.

İstanbul Trans Onur Haftası Komitesi, tüm kurumlara karşı verdikleri mücadelede en azından bir telefon mesafede birlikte örgütlendikleri birinin olduğunu bilmenin önemli olduğunu vurguluyor. Bu yılki yürüyüş, trans+ların hakları için verilen mücadelenin bir kez daha güçlü bir şekilde dile getirileceği bir platform olacak.