
Toplu Sözleşme ve Grev: İşçi Hakları Nasıl Korunur?
Kamu emekçilerinin haklarını koruma ve geliştirme mücadelesinde toplu iş sözleşmeleri (TİS) ve grev hakkı kritik öneme sahiptir. KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak'ın açıklamaları ve sendikaların iş bırakma eylemi, kamu emekçilerinin memnuniyetsizliğini ve mücadele azmini açıkça ortaya koymaktadır. Peki, TİS ve grev hakkı işçiler için neden bu kadar önemli? İşte detaylar:
Toplu İş Sözleşmesi (TİS) Nedir?
Toplu iş sözleşmesi, işçi ve işveren sendikaları arasında yapılan ve çalışma şartlarını, ücretleri ve diğer sosyal hakları düzenleyen bir anlaşmadır. İşçiler için kazanımlarını güvence altına almanın en önemli yoludur. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 98 No'lu Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi, işçilerin sendikal örgütlenmeye yönelik ayrımcılığa karşı korunmasını ve işverenin sendikayı kontrol altına alma girişimlerinin engellenmesini güvence altına alır.
Türkiye, bu sözleşmeyi 1952'de onaylamış ve yürürlüğe koymuştur. Ancak, 8. Dönem TİS pazarlıkları sırasında yaşanan bazı sorunlar, sürecin ne kadar zorlu olduğunu göstermektedir. Örneğin, görüşmelerin planlanandan önceye alınması ve konfederasyonlarla yeterince istişare edilmemesi gibi durumlar, sürecin şeffaflığına dair soru işaretleri yaratmıştır.
Ücret ve Çalışma Koşulları
İnsan onuruna yakışır bir ücret almak, her çalışanın temel hakkıdır. Sendikaların, üyeleri için insanca yaşamaya yetecek bir ücret talep etmesi, sendika olmanın temel amacıdır. KESK'in %94 ve Memur Sen'in %88 zam talepleri, artan yaşam maliyetleri karşısında emekçilerin geçim sıkıntısını giderme amacını taşımaktadır. Bakanlığın önerdiği %11'lik artış ise, resmi enflasyonun bile altında kalmaktadır.
TİS sadece ücretleri değil, aynı zamanda çalışma koşullarını da düzenlemelidir. Terfi, ulaşım, yemek, kreş gibi olanakların da TİS kapsamına alınması, çalışanların yaşam kalitesini artıracaktır. Ancak, mevcut durumda TİS daha çok özlük hakları ve mali konulara odaklanmaktadır.
Grev Hakkının Önemi
Grev, işçilerin haklarını koruma ve geliştirme mücadelesinde en etkili araçlardan biridir. Ancak, Türkiye'de kamu emekçilerine grev hakkı tanınmamaktadır. Bu durum, TİS müzakerelerinin etkinliğini azaltmaktadır. ILO'nun 87 No'lu Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi, grev hakkını güvence altına almasına rağmen, kapitalist sistem ve neoliberal politikalar, işçilerin bu hakkını kısıtlamaya devam etmektedir.
- Grev hakkı, işçilerin pazarlık gücünü artırır.
- Grev hakkı, işverenlerin işçi taleplerini ciddiye almasını sağlar.
- Grev hakkı, daha adil ve eşitlikçi bir çalışma ortamı yaratır.
Grev hakkı evrensel bir insan hakkıdır ve yeni kazanımlar için elzemdir. Kâr hırsıyla hareket eden şirketlerin ve kamunun küçüldüğü bir dönemde önce grev hakkını tam anlamıyla kazanmak gerekiyor. Grev hakkını elde etmek ise ancak mücadeleyle mümkündür.
Sonuç olarak, kamu emekçilerinin haklarını koruma ve geliştirme mücadelesinde toplu iş sözleşmeleri ve grev hakkı vazgeçilmezdir. Sendikaların kararlı duruşu ve işçilerin mücadelesi, daha adil ve insanca bir çalışma yaşamının önünü açacaktır. Unutulmamalıdır ki, kazananların mücadelesi kolay olmaz, ancak mücadelenin kazanımları tüm işçilerin ve emekçilerin yararına olur.