
The Handmaid's Tale Finali: Distopya mı, Gerçek mi? Kaçırmayın!
Margaret Atwood'un distopik romanından uyarlanan ve Bruce Miller tarafından yaratılan The Handmaid's Tale, 6. sezon finaliyle ekranlara veda etti. Ancak bu veda, dizinin etkisinin sona erdiği anlamına gelmiyor. Aksine, yeni bir spin-off ile dizi evreni genişlemeye devam edecek. Bu spin-off, hikayeyi 15 yıl sonrasından anlatarak, dizinin yarattığı distopik dünyanın geleceğine ışık tutacak.
Distopya mı, Gerçek mi?
Dizinin temelinde, doğurganlığın azaldığı ve insan neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı bir dünyada, "inançlı" olduklarını iddia eden bir grubun kurduğu sistem yatıyor. Bu sistemde, doğurgan kadınlar birer "nesne" olarak görülüyor ve çocuk verme aracı olarak kullanılıyor. Tecavüzün normalleştiği, kötülüğün sıradanlaştığı bu dünyada, kadınların yaşadığı zulüm izleyiciyi derinden etkiliyor.
Dizinin başrol oyuncusu Elizabeth Moss, dizinin siyasi bir mesaj verme amacı taşımadığını, sadece June'un hikayesini anlattıklarını belirtse de, izleyiciler dizideki olayları maalesef tanıdık buluyor. The Handmaid's Tale, "Gilead" adlı kurgusal bir evrende geçse de, bu evrenin yansımalarını farklı coğrafyalarda ve farklı zamanlarda görmek mümkün.
Dizinin başarısının sırlarından biri, karakterlerin karmaşık yapısı ve senaryonun aşk üçgenlerine saplanmaması. Bu durum, izleyicinin karakterleri sevip sevmemek konusunda sürekli bir gerilim içinde kalmasına neden oluyor. Ayrıca, oyunculukların abartıdan uzak olması ve kamera açılarının hikayeye hizmet etmesi de dizinin başarısına katkıda bulunuyor.
İnanç ve Otorite Arasında Sıkışan Hayatlar
Dizinin son bölümlerinde, "onlar da ne yapsın, inanıyorlar, inanç düzenine saygı duymak lazım" gibi bir yaklaşımın benimsenmemesi, dizinin tutarlılığını korumasını sağlıyor. Karakterlerin insani özelliklerini yansıtması ve belirli bir mantıkla hareket etmesi de dizinin gerçekçiliğini artırıyor.
Dizi, son bölümde bir nokta koymak yerine bir virgül koyarak, hikayenin devam edeceğinin sinyallerini veriyor. Ancak bu sefer dizide işlenen korkular, haberleri takip eden herkes için maalesef birer gerçeklik haline gelmiş durumda.
- Doğurganlığın azalması
- Kadınların baskı altında tutulması
- Dini inançların siyasi çıkarlar için kullanılması
- Otoriter rejimlerin yükselişi
Sonuç
The Handmaid's Tale, din ile yönetilen coğrafyalardaki kadınların var olma mücadelesine bir "Hollywood" bakışı sunuyor. Ancak bu bakış açısına rağmen, dizinin kadınların mücadelesi için önemli bir adım olduğu söylenebilir. Dizi, izleyiciyi büyük bir distopya içerisinde devrimci olmaya zorlayarak, yıllardır boş bırakılan siyasi koltukların otoriterler tarafından doldurulmasının nelere yol açabileceğini gösteriyor. Unutmamalıyız ki, cehenneme giden yol, bazen en iyi niyetlerle söylenen sözlerle başlar.