Son günlerde kamuya açık alanlarda yaşanan olaylar, özellikle çocuklarda görülen şiddet eğilimleri konusunda endişeleri artırıyor. İstanbul Hacıosman metrosunda yaşanan tavşan kostümlü ve elinde tüfekle gezen 15 yaşındaki A.Y. vakası, bu konuyu yeniden gündeme taşıdı. Peki, bu tür durumlarda ailelerin sorumlulukları neler? Devletin velayet alma hakkı var mı? Şiddet eğilimi gösteren çocuklara vasi atanması mümkün mü?

Ailelerin Dikkat Etmesi Gerekenler

Çocukların davranışları, ailelerin dikkatli gözlemi altında olmalıdır. Şiddet içerikli oyunlar, filmler veya sosyal medya içerikleri, çocukların davranışlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Ailelerin bu konuda bilinçli olması ve çocuklarını doğru yönlendirmesi büyük önem taşıyor. Uzmanlar, ailelerin çocuklarıyla açık iletişim kurarak onların duygusal ihtiyaçlarını anlamaya çalışmalarını öneriyor. Ayrıca, çocukların şiddete yönelmesine neden olabilecek faktörlerin erken teşhis edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.

• Çocukların şiddet içerikli içeriklere maruz kalmasını engelleyin.
• Çocuklarınızla açık ve dürüst iletişim kurun.
• Çocuklarınızın duygusal ihtiyaçlarını anlamaya çalışın.
• Şiddet eğilimlerini erken teşhis edin ve önlem alın.

Devletin Yetkileri ve Vasi Atanması

Çocukların şiddet eğilimi göstermesi durumunda devletin de belirli yetkileri bulunmaktadır. Çocuğun fiziksel veya psikolojik sağlığının tehlikede olması durumunda, devlet çocuğun velayetini alabilir. Ayrıca, çocuğa vasi atanması da mümkündür. Vasi, çocuğun çıkarlarını korumakla görevli bir yetişkindir. Vasi atanması, çocuğun ailesinin yetersiz veya uygunsuz olması durumunda gündeme gelebilir. Bu tür kararlar, çocuğun üstün yararı gözetilerek mahkeme tarafından verilir.

Sonuç: Toplumsal Sorumluluk

Çocuklarda görülen şiddet eğilimleri, sadece ailelerin değil, tüm toplumun sorumluluğundadır. Medyanın, eğitim kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapması büyük önem taşıyor. Şiddetin önlenmesi için erken yaşta eğitim, doğru rol modelleri ve sağlıklı iletişim ortamları yaratılması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, çocuklarımızın geleceği, hepimizin elinde.