Suriye'nin Humus şehrinde yaşanan olaylar, Alevi vatandaşları derinden etkiledi. Bir çiftin evinde öldürülmesi ve duvarlara mezhepçi ifadeler yazılması, bölgede gerginliğin tırmanmasına neden oldu. Bedevi aşiretlerine bağlı silahlı grupların Alevi mahallelerine saldırmasıyla birlikte seferberlik ilan edildi. Humus'taki Aleviler, olası yeni saldırılarla ilgili endişe içinde.

Humus'ta Neler Yaşandı?

Humus'ta yaşayan Zehra Hanım, saldırıların yaşandığı gün iş yerindeyken haberleri aldı. Ailesinin yaşadığı mahalle de saldırı altındaydı ve onlara ulaşmakta güçlük çekti. İletişim hatlarındaki kesintiler, endişesini daha da artırdı. Zehra Hanım'ın yaşadığı zorlu süreç, bölgedeki Alevilerin karşı karşıya kaldığı tehlikenin bir göstergesi oldu.

• Saldırılar sırasında evler ve iş yerleri yakıldı, arabalar tahrip edildi.
• Emniyet güçleri, yollarda güvenlik önlemi almasına rağmen, sivillere yardım etmekte yetersiz kaldı.
• Okullar basıldı, öğretmenler ve öğrenciler mahsur kaldı.

Zehra Hanım, o günü şu sözlerle anlatıyor: "Yol bitmeyecek sandım, kalbimin atışını duyabiliyordum, her an öldürüleceğim ya da eve vardığımda çocuklarımı öldürülmüş hâlde bulacağım diye ödüm kopuyordu."

Bölgedeki Gerginlik Tırmanıyor

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Müdürü Rami Abdul-Rahman, olayların kasıtlı olarak mezhepsel çatışmaları körüklemek amacıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Abdul-Rahman, emniyet güçlerinin saldırıları durdurmamasına da tepki gösterdi. Bölgede son bir ayda dokuz Alevi'nin öldürüldüğü ve Alevilere yönelik tehditlerin hiç durmadığı ifade edildi.

Suriye Haber Ajansı (SANA),saldırıların ardından durumu kontrol altına almak için şehre askeri polis ve iç güvenlik güçlerinin sevk edildiğini duyurdu. İçişleri Bakanlığı, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını ve bölgedeki istikrarın sağlanması için tüm önlemlerin alındığını açıkladı. Bakanlık ayrıca, cinayetin amacının mezhepçi söylemleri alevlendirmek ve “fitne çıkarmak” olduğunu vurguladı. Olayla ilgili 120 kişi gözaltına alındı.

Humus'ta yaşanan bu olaylar, Suriye'deki iç savaşın ve mezhepsel gerginliklerin hala devam ettiğini gösteriyor. Alevi vatandaşların yaşadığı korku ve endişe, bölgedeki güvenlik sorunlarının çözülmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Zehra Hanım'ın feryadı, tüm dünyanın duyarlılık göstermesi gereken bir çığlık niteliğinde: "İşlemediğimiz bir suçtan ve seçmeden, doğuştan taşıdığımız kimlikten dolayı yargılanmaktan ve öldürülmekten çok yorulduk."