Modern Düşünce Krizde mi? Cehalet Çağı mı Başladı?
Gündem

Modern Düşünce Krizde mi? Cehalet Çağı mı Başladı?


28 June 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 30 June 2025

Günümüzde toplumlar, cehaletin kuşatması altında, aşırıcılık ve önyargılarla körleştiriliyor. Bu durum, modern düşüncenin bir krizi olarak karşımıza çıkıyor. Peki, bu krizin nedenleri neler ve nasıl aşılabilir?

Cehaletin Yükselişi ve Toplumsal Kutuplaşma

Cehaletin yaygınlaşması, toplumları kutuplaştırıyor ve aşırıcılığa zemin hazırlıyor. İnsanlar, bilgiye ulaşmak yerine, kolayca manipüle edilebilen ve yönlendirilebilen bireylere dönüşüyor. Bu durum, demokratik değerlerin zayıflamasına ve toplumsal huzurun bozulmasına neden oluyor.

Televizyon programları ve sosyal medya, cehaletin yayılmasında önemli bir rol oynuyor. Yanlış bilgiler ve manipülatif içerikler, insanların düşünme yeteneğini köreltiyor ve onları gerçeklerden uzaklaştırıyor. Heterojen kisveler altında sunulan homojen diyalektler, toplumun uyuşmasına ve tepkisizleşmesine yol açıyor.

Medyanın aptallaşmayı ve cehaleti örgütlü bir şekilde yayması, toplumun geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor. İnsanlar, kendi deneyimlerini ve endişelerini yok sayarak, kurgusal maskelere bürünmüş illüzyonistlere dönüşüyor.

Bilgi Toplumuna Dönüşüm ve Öz Medeni Tasavvur

Cehaletin toplumsallaşması, hükmedilmeyi kolaylaştırıyor. Ancak, bilgi toplumu haline gelerek, öz medeni tasavvurumuzu kavramamız gerekiyor. Bunun için, eğitim sistemimizi güçlendirmeli, düşünce özgürlüğünü teşvik etmeli ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeliyiz.

  • Eğitimin dernekleştirilmesi ve bazı özel kurum ve şahsiyetlere indirgenmesinin önüne geçilmelidir.
  • Gerçek anlamda bir medeniyet tasavvuru anlayışında adım atmak için çaba sarf edilmelidir.
  • Eğitim üzerinden aklanan sermayelerin cahil sarmalındaki rolü sorgulanmalıdır.

Aklının yarısını "akıllı telefona", diğer yarısını "navigatöre" teslim etmiş nesiller varken, bilgi toplumundan söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle, düşünmeyen bir nesil yetiştirmek yerine, eleştirel düşünebilen, sorgulayan ve bilgiye ulaşabilen bireyler yetiştirmeliyiz.

Düşünce Özürlülüğünden Kurtuluş

Düşüncede özgünlük, yaşamda özgünlük demektir. Ancak, cehalet sarmalı, düşünce özürlülüğüne neden oluyor. Bu sarmaldan kurtulmak için, kendi olmalıyız ve başkalarının düşüncelerini körü körüne takip etmekten kaçınmalıyız.

Beş bin yıldan daha fazla süredir gelişen ve yenilenen dünyada, insan olduğu yerde patinaj yapan tek canlıdır. Tüm teknolojiler ve yaşam şekilleri değişmesine rağmen, değişmeyen tek şey düşünce sisteminin kendisidir. İnsanın varoluşundan yana yürüttüğü içgüdüsel yönetme arzusu hiç değişmedi. Kibri, kıskançlığı, bayağılığı ve basitliği hiç değişmedi ve gelişmedi.

Sonuç olarak, modern düşüncenin krizi, cehaletin yükselişi ve toplumsal kutuplaşma ile yakından ilişkilidir. Bu krizden kurtulmak için, bilgi toplumuna dönüşmeli, düşünce özgürlüğünü teşvik etmeli ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeliyiz. Aksi takdirde, cehaletin karanlığında kaybolmaya mahkum kalırız.