İsrail'in Kudüs'ün binlerce yıllık Yahudi kenti olduğunu kanıtlama çabasıyla Mescid-i Aksa ve çevresinde gerçekleştirdiği tünel kazıları, büyük tartışmalara yol açıyor. Ortaya çıkan görüntüler, bu çalışmaların bilimsel yöntemlerden uzak, "statüko yasası"na aykırı ve siyasi amaçlı olduğunu gözler önüne seriyor. Peki, İsrail bu tehlikeli kazılarla neyi hedefliyor?

Mescid-i Aksa Altındaki Tehlikeli Kazılar

İsrail'in Mescid-i Aksa'nın altında yürüttüğü kazı çalışmaları, uzun zamandır Filistinliler ve uluslararası toplum tarafından endişeyle takip ediliyor. Bu kazıların amacı, Kudüs'ün tarihi ve dini yapısını değiştirerek, bölgedeki demografik dengeyi İsrail lehine çevirmek olarak değerlendiriliyor. Kazıların "statüko yasası"na aykırı olması, bölgedeki gerginliği daha da tırmandırıyor. Statüko yasası, kutsal mekanların mevcut durumunun korunmasını öngören bir dizi kural ve uygulamayı içeriyor. Bu yasanın ihlali, dini çatışmaların fitilini ateşleyebilir.

Kazıların bilimsel metotlardan uzak olduğu iddiası ise, arkeologlar ve tarihçiler arasında tartışma yaratıyor. Uzmanlar, kazıların bilimsel standartlara uygun yapılmadığı, tarihi eserlere zarar verildiği ve buluntuların manipüle edildiği yönünde endişelerini dile getiriyorlar. Bu durum, İsrail'in kazı çalışmalarına duyulan güveni sarsıyor.

Kazıların Siyasi Amaçları

İsrail'in Mescid-i Aksa altındaki kazı çalışmalarının siyasi amaçlar taşıdığı da sıkça dile getirilen bir iddia. Bu iddiaya göre, İsrail bu kazılarla Kudüs'ün Yahudi kimliğini vurgulamayı ve bölgedeki hakimiyetini pekiştirmeyi amaçlıyor. Kazıların, Filistinlilerin Kudüs üzerindeki hak iddialarını zayıflatmak ve uluslararası kamuoyunda İsrail'in pozisyonunu güçlendirmek için bir araç olarak kullanıldığı düşünülüyor.

Kazıların yapıldığı bölge, aynı zamanda binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Mescid-i Aksa, Müslümanlar için en kutsal üçüncü mekan olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, kazıların bölgedeki dini ve kültürel hassasiyetleri göz ardı ettiği eleştirileri yapılıyor. Kazıların, bölgedeki Müslümanların dini duygularını incittiği ve provokasyon olarak algılandığı belirtiliyor.

• Kazılar, "statüko yasası"na aykırı bulunuyor.
• Bilimsel metotlardan uzak olduğu iddia ediliyor.
• Siyasi amaçlar taşıdığı düşünülüyor.
• Bölgedeki dini ve kültürel hassasiyetleri göz ardı ettiği eleştirileri yapılıyor.

Mescid-i Aksa, sadece Müslümanlar için değil, Hristiyanlar ve Yahudiler için de önemli bir dini merkezdir. Bölgenin tarihi ve kültürel zenginliği, tüm insanlık için büyük bir değer taşımaktadır. Bu nedenle, Mescid-i Aksa ve çevresinde yapılacak herhangi bir çalışma, uluslararası toplumun hassasiyetlerini dikkate almalı ve bilimsel yöntemlerle yapılmalıdır.

İsrail'in Mescid-i Aksa altında gerçekleştirdiği tünel kazıları, bölgedeki gerginliği tırmandıran ve dini çatışma riskini artıran bir faktör olarak öne çıkıyor. Bu kazıların, uluslararası hukuk ve normlara uygun olarak yapılması, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bu tehlikeli oyunun sonuçları tüm bölge için yıkıcı olabilir.