Şehir hayatının karmaşasından bunalanlar için İtalya'nın Toskana bölgesindeki Tatti köyü umut ışığı oluyor. Yemyeşil tepelerin arasında kurulu bu şirin köy, uzun yıllar boyunca göç vermiş olsa da son zamanlarda gençlerin ilgisiyle yeniden canlanmaya başladı. Bu değişim, "Tatti, Hayallerin Diyarı" belgeselinin yönetmeni Ruedi Gerber'in iyimser bakış açısıyla da yakından ilişkili.

Tatti'nin Yeniden Doğuşu

İsviçreli Ruedi Gerber, yıllar önce Tatti'ye hayran kalıp eski bir çiftlik evi satın alarak köye yerleşmiş. Zamanla köyün bir parçası haline gelen Gerber, bağcılıkla da uğraşmaya başlamış. Ancak küreselleşmenin etkisiyle Tatti, yerli halkın gözünde bir çöl haline gelmişti. Neyse ki köylüler, tarım, hayvancılık, toplayıcılık ve avcılık gibi faaliyetleri sürdürmeye devam ediyorlar.

2025 İsviçre-İtalya ortak yapımı olan belgesel, şehirde yaşamaktan bıkanlara köy hayatını bir alternatif olarak sunuyor. Filmde, köylülerin çalışkanlığı, dirayeti ve hayata felsefi bir bakış açısıyla yaklaşımları takdirle karşılanıyor. Şehirde yaşamaya alışmış insanların köy hayatına adapte olması ve köylülere kendini sevdirmesi, dışarıdan göründüğü kadar kolay olmasa gerek!

İkizlerin Bitmeyen Enerjisi ve Köyün Zorlukları

Tatti'den Korsika Adası'nın bile görünebildiği temiz havalı günlerde, köy halkının geniş ufukluluğuna şahit oluyoruz. Geleneksel yaşam ve çalışma şekillerinin gözden düşmesiyle köyden göç başlamış. Tatti'ye yakın bir maden ocağında yaşanan trajedi, köyün acı dolu bir hatırası olarak hafızalarda yer etmiş. İtalya'nın Avrupa Birliği'ne girmesiyle çiftçilere ve hayvancılıkla uğraşanlara ağır darbe vuran kurallar, kırsal kesimin adeta boğulmasına neden olmuş. Kuş ve domuz gribi gibi salgınlar da durumu daha da kötüleştirmiş.

Neyse ki belgeselin iki ana kahramanı olan ikiz kardeşler Marco ve Massimo, köydeki gelenekleri koruyarak atalarından kalma değerli bilgileri gelecek nesillere aktarmayı başarmışlar. Aynı anda evlendikleri düğünde çekilmiş arşiv görüntülerindeki genç halleriyle Toto Cutugno'yu andıran ikizler, orta yaşın getirdiği olgunluğa rağmen enerjilerinden hiçbir şey kaybetmemişler. Marco'nun eşi tarafından terk edilmesiyle yaşadığı depresyon, sinemacı Ruedi'nin bağcılık projesiyle hayata yeniden tutunmasına vesile olmuş.

Tatti Canlanıyor Mu?

Maremma düzlüğüne bakan Tatti'nin manzarası büyüleyici. Belgeselde, terasında kahve keyfi yaparken denizden gelen esintinin tadını çıkaran insanlara imreniyoruz. Zeytincilik, bağcılık, şarapçılık gibi faaliyetlerin yanı sıra yaban domuzu avcılığı ve mantar toplayıcılığı da Tatti halkının geçim kaynakları arasında yer alıyor.

• Zeytincilik
• Bağcılık
• Şarapçılık
• Yaban domuzu avcılığı
• Mantar toplayıcılığı

Yönetmen Ruedi, Tatti'yi pastoral bir cennet gibi yansıtırken ticari kaygılardan uzak duruyor. Köyde tavuklar, inekler, arılar, koyunlar ve güvercinler gibi evcil hayvanlar da bulunuyor. Peynir üretiminde ise taze lor (ricotta) popülerliğini koruyor. Belgeselde, köylülerin kendilerinden saymamasına rağmen Tatti'ye gelip yerleşen ve turistik tarım faaliyetlerine başlayan gençleri bağırlarına bastıkları da aktarılıyor.

Tatti'ye yakıştırılan hoşgörü imajına istinaden, köyün yeni popülerleşmiş restoranında şeflik yapan Afrikalı bir vatandaşa ve mutfakta çalışan başörtülü Müslüman bir kadına bile rastlıyoruz. Köy ahalisinden genişçe bir grubun yoga derslerine katılması ve ihtiyar kadınların şarkılarıyla köyün atmosferine renk katması, Tatti'nin yeniden canlandığının işaretleri.

Tüm zorluklara rağmen Tatti halkı hayata sıkıca tutunmaya devam ediyor. Köyün doğal güzellikleri, sıcakkanlı insanları ve geleneksel yaşam tarzı, Tatti'yi yaşamak için cazip bir yer haline getiriyor. Şehir hayatının stresinden uzaklaşmak ve huzurlu bir yaşam sürmek isteyenler için Tatti, gerçek bir kaçış noktası olabilir.