28 Nisan 2025 Pazartesi

İstanbul'u Bölme Planı mı? Fatih'in Emaneti Tehlikede!

İstanbul, tarih boyunca stratejik önemiyle dikkat çekmiş ve pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ancak günümüzde, bu kadim şehir sadece coğrafi bir konum olmanın ötesine geçerek, uluslararası diplomasinin, dini-siyasi projelerin ve küresel güç mücadelelerinin merkez üssü haline gelmiştir. Özellikle Fener Rum Kilisesi'nin "Ekümenik Patrikhane Devleti Planı" ile devlet içinde devlet olma çabası, İstanbul üzerinde kurulan yeni siyasi senaryoların en açık göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

İstanbul'un Yükselişi ve Düşüş Tehdidi

Nobel ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu'nun "Ulusların Düşüşü" teorisi, İstanbul'un geleceği açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu teoriye göre, ekonomik sıçrama yaşayan toplumlar eğer adaleti, liyakati ve kurumsal şeffaflığı kaybederse, yükseliş yerini hızla bir çöküşe bırakır. İstanbul'un sadece büyümekle kalmayıp, bu büyümeyi sürdürülebilir kılacak siyasal ve hukuki mekanizmaları da güçlendirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, ekonomik kapasite artarken siyasi mekanizma güç odaklarının elinde eriyebilir ve yeni bir avlanma süreci başlayabilir.

Napoleon Bonaparte'ın sözleriyle, "Dünya tek bir devlet olsaydı, başkenti İstanbul olurdu!" Bu vizyon, İstanbul'un potansiyelini ve önemini vurgulamaktadır. Ancak, bu potansiyeli korumak ve geliştirmek için dikkatli ve stratejik adımlar atılması gerekmektedir.

Ekümenik Patrikhane Devleti Planı: Gizli Tehdit

Türkiye'nin diplomatik kapasitesini artırmak amacıyla düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu (ADF), önemli bir platform olmasına rağmen, Fener Rum Kilisesi Başpapazı Bartholomeos'un bu foruma davet edilmesi dikkat çekicidir. Bartholomeos ve temsil ettiği sözde Ekümenik Patrikhane, Lozan hükümlerine aykırı siyasi faaliyetler yürüten bir oluşum olarak değerlendirilmelidir. Fener Rum Kilisesi'nin, küçük bir cemaatin ötesinde uluslararası hukuk ve diplomasi zemininde "devlet içinde devlet benzeri" bir aktör olma çabası uzun süredir bilinmektedir.

Bu süreçlerin doğrudan etkileyebileceği bir diğer stratejik proje ise Kanal İstanbul'dur. Kanal, sadece bir lojistik proje değil; stratejik derinliği olan, küresel ticaret ve güvenlik hatlarını yeniden tanımlayabilecek bir hamledir. Yeni bir deniz yolu açılması, sadece fiziki hareketliliği değil, diplomatik dengeleri ve güç projeksiyonlarını da değiştirecektir. Yunan medyasında yayımlanan, Kanal İstanbul ile desteklenen, İstanbul'un üçe bölündüğü Ekümenik Patrihane Devleti planı haritasını unutmamak lazımdır.

  • Fener Rum Kilisesi'nin "devlet içinde devlet" olma çabası
  • Kanal İstanbul'un stratejik önemi
  • İstanbul'un uluslararası statüsünü yeniden tanımlama potansiyeli

Sonuç: İstanbul'u Bekleyen Tehlikeler ve Çözüm Önerileri

İstanbul, deprem tehdidi, iç siyasi çatışmalar ve küresel güçlerin hedefi haline gelmiş durumdadır. Fener Rum Kilisesi'nin "Ekümenik Patrikhane Devleti Planı" ile devlet içinde devlet olma çabası, İstanbul üzerinde kurulan yeni siyasi senaryoların en açık göstergesidir. Büyük İstanbul Depremi söylemleriyle psikolojik tahliye planları, gerçekleşen deprem tehdidi ile fiziksel hale gelmiş ve Ekümenik Patrikhane Devleti ve Kanal İstanbul projeleri ile siyasal olarak da sarsılan İstanbul, iç siyasi çatışmaların da tam merkezine çekilmiş durumdadır.

Türk Devlet aklının hem iç hem de dış politikada net ve güçlü adımlar atması, bu tehditlere karşı yaşamsal önemdedir. Aksi halde İstanbul hem içeriden hem dışarıdan yürütülen çok katmanlı bir örtülü kuşatma ile karşı karşıya bırakılmak istenmektedir. Fatih'in emaneti olan bu şehri korumak ve gelecek nesillere aktarmak için uyanık olmak ve gerekli önlemleri almak zorundayız.

İlgili Haberler