İstanbul'da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem, özellikle kötü zeminlere sahip bölgelerde yaşayan vatandaşları tedirgin etti. Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkan Irmak, depremin sığ derinlikte olmasının, kötü zeminlerde hissedilebilirliğini artırdığını belirtti. Bu durum, depremin etkilerinin neden farklı bölgelerde farklı şiddette hissedildiğini anlamamıza yardımcı oluyor.
Depremin Sığ Derinliği ve Zemin İlişkisi
Prof. Dr. Irmak, depremin sığ bir derinlikte meydana gelmesinin, yüzeye yakın bölgelerdeki etkisini artırdığını vurguladı. Depremin enerjisi, derinlik azaldıkça daha hızlı bir şekilde yüzeye ulaşır ve bu da özellikle gevşek ve suyla doygun zeminlerde daha büyük hasarlara yol açabilir. Kötü zemin olarak nitelendirilen bu tür yapılar, deprem dalgalarınıAmplifiye ederek sarsıntının şiddetini artırır. Prof. Irmak'ın açıklamalarına göre, "Depremin sığ bir derinlikte olması, depremin özellikle kötü zeminlerde hissedilebilirliğini artırmıştır."
Kötü Zeminlerin Deprem Davranışı
Kötü zeminler, genellikle alüvyonlu topraklar, dolgu alanları ve suyla doygun kumlardan oluşur. Bu tür zeminler, deprem dalgalarının geçişi sırasında daha fazla deformasyona uğrar ve sarsıntının şiddetini artırır. Bu nedenle, bu tür zeminlerde inşa edilen binalar, depremde daha fazla hasar görme riski taşır. Prof. Dr. Irmak, bu tür zeminlerdeki yapıların depreme karşı daha dayanıklı hale getirilmesi için zemin etüdü çalışmalarının önemine dikkat çekiyor. Zemin etüdü çalışmaları, zeminin özelliklerini belirleyerek, yapıların depreme karşı güvenli bir şekilde inşa edilmesini sağlar.
Deprem Sonrası Yapılması Gerekenler
Deprem sonrası, özellikle kötü zeminlerde bulunan binalarda hasar tespit çalışmaları yapılması büyük önem taşır. Binaların taşıyıcı sistemlerinde meydana gelen hasarlar, binaların güvenliğini tehdit edebilir. Bu nedenle, hasar tespit çalışmaları sonucunda riskli bulunan binaların derhal tahliye edilmesi ve güçlendirme çalışmalarına başlanması gereklidir. Ayrıca, deprem sonrası psikolojik destek de büyük önem taşır. Depremi yaşayan vatandaşların yaşadığı travmayı atlatabilmeleri için uzmanlar tarafından psikolojik destek sağlanmalıdır.
- Hasar tespit çalışmalarını ihmal etmeyin.
- Riskli binalardan uzak durun.
- Psikolojik destek almaktan çekinmeyin.
İstanbul'da yaşanan bu deprem, deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Sığ derinlikte meydana gelen depremlerin, kötü zeminlerde daha büyük etkilere yol açtığı gerçeği, yapıların zemin özelliklerine uygun olarak inşa edilmesinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bundan sonraki süreçte, zemin etüdü çalışmalarına daha fazla önem verilmeli ve mevcut yapı stokunun depreme karşı dayanıklılığı artırılmalıdır.