Libya'da dengeler değişiyor! Daha önce Türkiye'yi düşman olarak gören Hafter yönetimi ve Tobruk'taki Temsilciler Meclisi, Ankara'nın Trablus'taki Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Libya yönetimiyle yaptığı anlaşmayı tanımaya hazırlanıyor. Bu beklenmedik gelişme, Libya'daki iç savaşın seyrini ve Doğu Akdeniz'deki güç dengelerini derinden etkileyebilir.

Hafter Neden U Dönüşü Yaptı?

Peki, General Halife Hafter'i bu ani karar değişikliğine iten sebepler neler? Newarab'ın haberine göre, Hafter yönetiminin bu adımı atmasında birkaç önemli faktör etkili oldu:

• Türkiye'nin Libya'daki Askeri Gücü: Türkiye'nin Libya'ya askeri desteği, Trablus hükümetinin ayakta kalmasını sağladı ve Hafter'in başkenti ele geçirme planlarını suya düşürdü.
• Doğu Akdeniz'deki Çıkarlar: Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerindeki hak iddiaları ve bu konudaki kararlılığı, Hafter yönetimini Ankara ile diyalog kurmaya zorladı.
• Uluslararası Baskı: Hafter'e destek veren bazı ülkelerin de Türkiye ile ilişkilerini normalleştirme çabaları, Hafter üzerindeki baskıyı artırdı.

Bu faktörlerin bir araya gelmesiyle Hafter yönetimi, Türkiye ile anlaşmanın kendi çıkarlarına daha uygun olduğuna karar verdi.

Türkiye-Libya Anlaşması Ne Anlama Geliyor?

Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşma, iki ülke arasındaki deniz yetki alanlarını belirleyerek Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerindeki rekabeti yeniden şekillendirdi. Bu anlaşma, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tepkisine yol açsa da, Türkiye'nin bölgedeki stratejik konumunu güçlendirdi.

Anlaşmanın en önemli sonuçlarından biri, Türkiye'nin Libya'daki askeri varlığını meşrulaştırması oldu. Türkiye, bu anlaşma sayesinde Libya'ya askeri danışmanlık hizmeti vermeye, askeri eğitim sağlamaya ve gerektiğinde askeri müdahalede bulunmaya devam edebilecek.

Libya'da Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

Hafter yönetiminin Türkiye ile anlaşmayı tanıma kararı, Libya'da yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Bu gelişme, ülkede kalıcı bir ateşkesin sağlanmasına ve siyasi çözüm sürecinin hızlanmasına katkıda bulunabilir. Ancak, Libya'daki farklı güç odakları arasındaki rekabetin devam etmesi ve dış aktörlerin çıkarları, bu sürecin önünde hala önemli engeller oluşturuyor.

Sonuç olarak, Hafter'in Türkiye ile anlaşmayı tanıma kararı, Libya'daki güç dengelerini değiştirecek önemli bir adım. Bu gelişme, bölgedeki siyasi ve askeri dinamikleri yeniden şekillendirebilir ve Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerindeki rekabeti daha da kızıştırabilir. Türkiye'nin Libya'daki rolü ve etkisi, önümüzdeki dönemde daha da artacak gibi görünüyor.