
Fatih Altaylı'ya Hapis Şoku! Kritik Karar Anı Geldi
Gazeteci Fatih Altaylı, "cumhurbaşkanını tehdit" suçlamasıyla yargılandığı davada bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Savcılığın en az 5 yıl hapis ve tutukluluğun devamı yönündeki talebiyle gergin anlar yaşandı. Mahkemenin kararını bugün açıklaması bekleniyor. Bu durum, kamuoyunda büyük bir merak ve tartışma yaratmış durumda.
Davanın Seyri ve Gelişmeler
Fatih Altaylı, kişisel YouTube kanalında yaptığı bir yayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığı iddia edilen sözleri nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında 22 Haziran'da tutuklanmıştı. O tarihten bu yana Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Altaylı'nın ilk duruşması Silivri'de yapılmış ve mahkeme heyeti tutukluluk halinin devamına karar vermişti. Dava, 26 Kasım'a ertelenmişti. Bugün görülen ikinci duruşmada ise savcılık, Altaylı'nın cezalandırılması ve tutukluluğunun devamı yönünde mütalaa verdi.
Savcının Talebi ve Avukatların Savunması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Altaylı'nın videoda kullandığı ifadeler nedeniyle en az 5 yıl hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Savcılık, hazırladığı mütalaada Altaylı'nın "5 yıldan az olmamak kaydıyla" cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını istedi. Altaylı'nın avukatları ise mütalaaya karşı yazılı savunma sundu. Savunmada, Altaylı'nın sözlerinin bağlamından koparıldığı ve tehdit içermediği vurgulandı.
Olayın Arka Planı ve Tepkiler
Altaylı'nın tutuklanmasına gerekçe gösterilen video, sosyal medyada kesilerek dolaşıma sokulmuş ve tartışma yaratmıştı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral da sosyal medya hesabından "Altaylıııı! Suyun ısınmaya başladı" mesajını paylaşmıştı. Altaylı, soruşturma kapsamında 22 Haziran'da İstanbul Teşvikiye'deki evinde gözaltına alınmış ve aynı gün tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Bu süreç, basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti konularında geniş yankı uyandırmıştı.
Fatih Altaylı'nın davası, Türkiye'deki basın özgürlüğü tartışmalarının odağında yer alıyor. Mahkemenin vereceği karar, hem Altaylı'nın geleceği hem de Türkiye'deki ifade özgürlüğü açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Kamuoyu, mahkemenin adil bir karar vermesini ve hukukun üstünlüğünün sağlanmasını bekliyor.










