Eski CHP Milletvekili ve yüksek mimar Gülay Yedekci, boşandığı eşi Mehmet Arslan tarafından ölümle tehdit edildiğini belirterek savcılığa başvurdu. Yedekci, eski eşinin kendisine yönelik ağır hakaretlerde bulunduğunu ve huzurunu bozduğunu iddia etti. Olayın detayları ve tarafların açıklamaları haberimizde.

Nafaka Krizi Tehditlere Mi Dönüştü?

Gülay Yedekci, savcılığa sunduğu dilekçede, eski eşi Mehmet Arslan'ın çocuklarının nafakasını ödememesi nedeniyle aralarında çıkan tartışmaların giderek şiddetlendiğini ifade etti. Yedekci'nin avukatı aracılığıyla yaptığı suç duyurusuna göre, Mehmet Arslan, Yedekci'ye "Seni yok edeceğim, mahvedeceğim" şeklinde tehditlerde bulundu. Bu tehditler, Yedekci'nin hayatından endişe etmesine neden oldu.

Nafaka konusundaki anlaşmazlık, taraflar arasındaki gerilimi tırmandıran temel faktör olarak öne çıkıyor. Yedekci, çocuklarının 250'şer lira olan nafakalarının artırılması için yargıya başvurdu. 2021 yılında nafaka 850 liraya yükseltildi. Ancak Yedekci, bu miktarın yetersiz olduğunu düşünerek davayı İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı. İstinaf Mahkemesi, nafakayı 3 bin 500 liraya yükseltti. Mehmet Arslan ise nafakayı fazla bularak nafakanın kaldırılması için karşı dava açtı.

İcra Takibi ve Haciz Kararı

Taraflar arasındaki dava devam ederken, Gülay Yedekci'nin iddiasına göre Mehmet Arslan, çocukların maddi ve manevi giderlerine hiçbir şekilde yardımcı olmadı. Bu nedenle Yedekci, Arslan hakkında İstanbul 24'üncü İcra Dairesi'ne icra takibi başlattı. Arslan'ın Marmaris'teki adresine haciz çıkarılması kararı verildi. Bu durum, taraflar arasındaki gerilimi daha da artırdı ve tehditlerin boyutunu yükseltti.

Hukuki Süreç Nasıl İlerleyecek?

Gülay Yedekci'nin savcılığa başvurusuyla birlikte, olayla ilgili hukuki süreç resmen başlamış oldu. Savcılık, Yedekci'nin iddialarını değerlendirecek ve Mehmet Arslan hakkında soruşturma başlatacak. Soruşturma sonucunda, Arslan'ın suçlu bulunması halinde hakkında dava açılabilir ve ceza alması söz konusu olabilir. Yedekci, hukuki sürecin sonuna kadar takipçisi olacağını ve adaletin yerini bulacağına inandığını belirtti.

Bu olay, boşanma sonrası yaşanan anlaşmazlıkların ve nafaka davalarının ne kadar karmaşık ve yıpratıcı olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Taraflar arasındaki iletişim eksikliği ve çözümsüzlük, zaman zaman tehdit ve şiddet gibi üzücü sonuçlara yol açabiliyor. Hukuki sürecin, taraflar arasındaki gerilimi azaltması ve adil bir çözüm bulunması umulmaktadır.