CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nin iptali, siyaset gündemine bomba gibi düştü. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ihtiyati tedbir kararıyla kongre iptal edilirken, İstanbul ve İzmir barolarından sert tepkiler geldi. Barolar, kararın hukuksuz olduğunu ve demokrasiye darbe vurulduğunu savunuyor.

İstanbul Barosu'ndan Sert Tepki: "Hukuk Dışı Kayyum Kararı"

İstanbul Barosu, yaptığı açıklamada, "CHP İstanbul İl Örgütüne yönelik hukuk dışı kayyum kararı, yargı yetkisinin kötüye kullanılarak siyaseti dizayn etme girişimidir; bu karar demokrasiyi, seçme ve seçilme hakkını hiçe saymaktadır." ifadelerini kullandı. Baro, kayyum atamalarının yaygın bir uygulama haline geldiğini ve şimdi de siyasi partilere sirayet etmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

İstanbul Barosu'nun açıklamasında şu önemli noktalara dikkat çekildi:

• Kayyum ataması, demokrasiye vurulmuş ağır bir darbedir.
• Siyasi Partiler Kanunu'na göre kongreler, ilçe seçim kurulu hakimi gözetiminde yapılır ve itirazlar hakim tarafından kesin olarak karara bağlanır.
• Asliye hukuk mahkemelerinin verdiği iptal kararları açık bir görev gaspıdır ve yok hükmündedir.
• Hukuk dışı yargı kararlarıyla siyasete müdahale edilmesinin hiçbir toplumsal meşruiyeti yoktur.

Baro, "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz." (Anayasa md. 6) diyerek, egemenlik gaspına karşı Anayasal güvence altındaki hak ve özgürlüklerin, demokrasinin ve halk iradesinin savunulmasına kararlılıkla devam edeceğini belirtti.

İzmir Barosu: "Karar Usul ve Esasen Mümkün Değil"

İzmir Barosu Başkanlığı da benzer bir tepki göstererek, "CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde başkan seçilen Özgür Çelik ve yönetiminin, mahkemenin ihtiyati tedbir kararıyla görevden uzaklaştırılmasının ve İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanmasının demokrasi ve hukuk açısından kabul edilebilir bir yönü yoktur." açıklamasında bulundu.

Baro, kararın açıkça Anayasa’ya, Siyasi Partiler Kanunu’na, hukuka ve demokrasiye aykırı olduğunu vurgulayarak, "Herhangi bir asliye hukuk mahkemesinin böyle bir karar vermesi, usul ve esas yönünden hukuken mümkün değildir." ifadelerini kullandı. Siyasi Partiler Kanunu’nun 21. maddesine atıfta bulunan İzmir Barosu, parti kongrelerinin ilçe seçim kurulu hakimi gözetiminde yapılacağını, bu süreçte alınacak kararların kesin olduğunu ve yalnızca YSK tarafından kaldırılabileceğini hatırlattı.

Baro, demokrasinin, halk ve delege iradesinin ortadan kaldırılmasına yönelik; kanuna ve usule aykırı böylesi kararlara karşı demokrasiyi savunmaya devam edeceklerini duyurdu.

Türkiye'nin hukuk sisteminde yaşanan bu tür olaylar, demokrasinin işleyişi ve yargının bağımsızlığı konularında önemli tartışmaları beraberinde getiriyor. İstanbul ve İzmir barolarının tepkileri, bu tartışmaların daha da alevlenmesine neden olacak gibi görünüyor. CHP'nin bu karara nasıl bir yanıt vereceği ve sürecin nasıl ilerleyeceği merak konusu.