Gezi Parkı davası kapsamında yargılanan ve kısa süre önce tahliye edilen Ayşe Barım, sağlık sorunları nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Ancak Barım'ın yaşadığı bu talihsizlik yetmezmiş gibi, tahliye kararı da üst mahkeme tarafından bozuldu ve hakkında yeniden tutuklama kararı çıkarıldı. Bu beklenmedik gelişmeler, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Ayşe Barım'ın Hastaneye Kaldırılması ve Tahliye İtirazı

Ayşe Barım, "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla tutuklanmış ve 8 ay sonra "ev hapsi" şartıyla tahliye edilmişti. Ancak tahliye sevinci kısa sürdü. Evinde fenalaşan Barım, acil olarak hastaneye kaldırıldı. Tam da bu saatlerde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'in tahliye kararına yaptığı itirazın reddi kararı, bir üst mahkeme olan 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bozuldu.

Başsavcılık, Ayşe Barım'ın tahliyesine, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan yargılandığı gerekçesiyle itiraz etmişti. İtirazın reddedilmesi üzerine dosya, bir üst mahkemeye gönderilmişti. İşte bu süreç devam ederken Ayşe Barım'ın hastaneye kaldırılması ve ardından tahliye kararının bozulması, olayın seyrini tamamen değiştirdi.

Adli Tıp Raporları ve TTB'nin Raporu

Ayşe Barım'ın tahliyesinin dayanağı, Adli Tıp raporlarıydı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Barım'ın beyin ve kalp rahatsızlıklarına ilişkin raporlarda yer alan tespitler, Adli Tıp Kurumu'nun raporu ve tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önüne alarak, tutuklamadan beklenen faydanın adli kontrolle de sağlanabileceğine hükmetmişti.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) de Ayşe Barım'ın sağlık durumuna ilişkin bir rapor hazırlamıştı. Bu raporda, Barım'ın mevcut koşullarda tutulmasının yaşam ve sağlık hakkını ihlal ettiği belirtilmişti. TTB Bilim Kurulu, Barım'ın beyin anevrizması, kalp kası bozukluğu, sol karıncık çıkışında daralma ve kapak yetmezliği ile uykuda solunum durması hastalıklarının bulunduğunu, bu hastalıkların hapishane koşullarında birbirini tetikleyerek ölüm riskini artırdığını vurgulamıştı.

• Ağır sağlık sorunları
• Hastalıkların birbirini tetiklemesi
• Tedavinin niteliği
• Hak temelli yaklaşım
• Kendi hekimlerini seçme hakkı
• Hukuki değerlendirme

TTB, Barım'ın tedavisinin kendi seçeceği hekimler tarafından yapılması gerektiğini, mevcut durumun sağlık hakkı ihlali ve işkence yasağının ihlali niteliğinde olduğunu ifade etmişti. Hukuki değerlendirmede ise CMK 109/4 uyarınca tutukluluğun sonlandırılabileceği, kaçma tehlikesinin bulunmadığı ve tutukluluğun ölçüsüz olduğu sonucuna varılmıştı.

Sonuç

Ayşe Barım'ın sağlık sorunları nedeniyle hastaneye kaldırılması ve ardından tahliye kararının bozulması, davayı daha da karmaşık bir hale getirdi. Barım'ın avukatları, müvekkillerinin sağlık durumunun ciddiyetini ve TTB'nin raporunu dikkate alarak, yeniden tahliye talebinde bulunacaklarını belirtiyorlar. Kamuoyu, Ayşe Barım'ın sağlık durumunun nasıl seyredeceğini ve hukuki sürecin nasıl ilerleyeceğini merakla bekliyor. Bu durum, hukuk ve sağlık arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne seriyor.