Yemen'deki Husiler, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ordusunun başkent Sana ile ülkenin kuzeyindeki El-Cevf kentine yönelik hava saldırıları gerçekleştirdiğini iddia etti. Bu iddia, bölgedeki gerilimi tırmandırırken, olası sonuçları merak konusu oldu.

ABD'nin Hava Saldırıları İddiası

Husilere ait El-Mesire televizyonunun haberine göre, ABD güçleri Cevf ilinin "Hab ve Şaaf" ilçesine dört, başkent Sana'nın Hemedan ilçesine ise bir hava saldırısı düzenledi. Saldırılara ilişkin ayrıntılar henüz netleşmezken, can kaybı ya da maddi hasara dair herhangi bir bilgi verilmedi. Husiler, daha önce de Saada kenti çevresine ABD tarafından beş hava saldırısı yapıldığını açıklamıştı. Bu durum, ABD ve Husiler arasındaki gerilimin ne kadar yüksek olduğunu gözler önüne seriyor. Bölgedeki tansiyonun düşürülmesi için uluslararası toplumun devreye girmesi bekleniyor.

Husilerden İsrail'e Uyarı

Öte yandan Husiler, 7 Mart'ta yaptıkları açıklamada, İsrail'in Gazze'ye yönelik insani yardımların girişine izin vermemesi halinde deniz operasyonlarını yeniden başlatacaklarını bildirmişti. Bu açıklama, bölgedeki karmaşık denklemi daha da derinleştiriyor. Husilerin bu tehdidi, İsrail'in Gazze politikaları üzerinde bir baskı unsuru oluşturmayı amaçlıyor gibi görünüyor. Ancak, bu durumun bölgedeki güvenlik risklerini artırabileceği de unutulmamalı.

Trump'tan "Büyük Saldırı" Talimatı

ABD Başkanı Donald Trump ise 15 Mart'ta Truth Social platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, Yemen'deki Husilere karşı "büyük bir saldırı" başlatılması talimatı verdiğini açıklamıştı. Bu açıklama, ABD'nin Yemen'deki Husilere karşı tutumunun ne kadar sert olduğunu gösteriyor. Trump'ın bu talimatı, bölgedeki dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip. Ancak, bu tür askeri operasyonların insani sonuçları da göz önünde bulundurulmalı.

Yemen'deki durum oldukça karmaşık ve hassas bir denge üzerinde ilerliyor. ABD'nin hava saldırıları iddiaları, Husilerin tehditleri ve Trump'ın "büyük saldırı" talimatı, bölgedeki gerilimi tırmandırıyor. Bu durumun, Yemen'deki iç savaşı daha da derinleştirebileceği ve insani krizi daha da kötüleştirebileceği endişesi taşınıyor. Uluslararası toplumun, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanması için daha aktif bir rol oynaması gerekiyor.