İran'a yönelik olası bir saldırı ihtimali gündemdeyken, Amerika Birleşik Devletleri (ABD),İsrail'e askeri mühimmat sevkiyatına hız verdi. Son olarak, sığınak delici bombalar taşıyan 9 askeri nakliye uçağı İsrail'e ulaştı. Bu durum, bölgedeki gerilimi tırmandırırken, olası bir çatışma senaryosunu da beraberinde getiriyor.

ABD'den İsrail'e Kritik Mühimmat Desteği

İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre, son 24 saat içinde ABD'ye ait askeri mühimmatı taşıyan 9 nakliye uçağı, İsrail'in güneyindeki Nevatim Hava Üssü'ne iniş yaptı. Gönderilen yüzlerce sığınak delici bombanın, ABD ile İran arasında yürütülen müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, İran'ın nükleer tesislerine yönelik muhtemel bir saldırıya hazırlık kapsamında sevk edildiği iddia ediliyor. Bu sevkiyatın, Avrupa ve Orta Doğu'daki ABD üslerinden yapıldığı belirtildi.

Geçtiğimiz hafta da İsrail'de konuşlu ABD'nin Bölge Yüksek İrtifa Hava Savunma (THAAD) sistemi için önleme füzeleri ve yüksek tonajlı MK-84 bombaları taşıyan çok sayıda Amerikan nakliye uçağının İsrail'e ulaştığı aktarıldı. Bu durum, ABD'nin İsrail'e olan askeri desteğinin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor.

Geçmişte Neler Yaşandı? Trump'ın Saldırı Planı

The New York Times'ta yayımlanan bir haberde, İsrail'in Tahran yönetiminin nükleer tesislerini de hedef alacak şekilde, geçtiğimiz aylarda İran'a büyük çaplı bir saldırı planladığı ve bu planı Beyaz Saray'a ilettiği öne sürülmüştü. Haberde, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail'in bu saldırı planını reddederek nükleer müzakereler yolunu tercih ettiği belirtildi.

İsrail Başbakanlık Ofisi, "Trump'ın, İsrail'in mayıs ayında İran'a saldırma planını reddettiği" yönündeki haber hakkında resmi bir yalanlama yapmadı. Trump ise söz konusu planı “ötelemediğini” ancak şu aşamada bu konuda aceleci davranmak istemediğini ifade etmişti. Bu durum, geçmişte de benzer gerilimlerin yaşandığını ve olası bir saldırı ihtimalinin her zaman masada olduğunu gösteriyor.

Bölgesel Güç Dengeleri ve Olası Sonuçlar

ABD'nin İsrail'e yaptığı bu son sevkiyat, bölgedeki güç dengelerini önemli ölçüde etkileyecektir. İran'ın nükleer programı ve bölgesel politikaları nedeniyle zaten gergin olan ilişkiler, bu sevkiyatla birlikte daha da karmaşık bir hale gelebilir.

Olası bir saldırı durumunda, bölgede büyük bir savaşın çıkma ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Bu durum, sadece bölge ülkelerini değil, tüm dünyayı etkileyebilecek sonuçlar doğurabilir. Uluslararası toplumun, bu gerilimi azaltmak ve diplomatik çözümler bulmak için daha fazla çaba göstermesi gerekmektedir.