İstanbul 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü Komitesi, 2025 yılındaki yürüyüşte yaşanan olaylar ve sonrasındaki davalarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Çağlayan Adliyesi'nde bir araya gelen komite, yürüyüş sırasında şiddet uygulayan kolluk kuvvetleri hakkında suç duyurusunda bulunurken, Saraçhane'deki eylemlere ilişkin davalarda yargılanan 99 kişinin durumu da gündeme geldi. Peki, bu davaların arka planında neler yaşanıyor? İşte tüm detaylar...

8 Mart Yürüyüşünde Şiddet İddiası: Suç Duyurusu

23. 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü Komitesi, Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, 8 Mart'ta yürüyüş sırasında ve sonrasında kadınlara yönelik şiddeti protesto etti. Komite, İstanbul Emniyeti hakkında suç duyurusunda bulunarak, yaşananların kadınları ve LGBTİ+'ları hedef alan devlet şiddetinin bir parçası olduğunu vurguladı. Komite, bu tür olayların normalleştirilmesine veya üstünün örtülmesine izin vermeyeceklerini belirtti.

Komite'nin açıklamalarından satır başları:

• "Şiddeti normalleştirmeyeceğiz!"
• "Devlet şiddetine karşı susmayacağız!"
• "Kadınlar ve LGBTİ+'lar hedef gösteriliyor!"

Saraçhane Davaları: 99 Sanık Hakim Karşısında

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından gerçekleşen eylemlerle ilgili olarak 99 kişinin yargılandığı üç farklı dava, İstanbul 14., 50. ve 74. Asliye Ceza Mahkemelerinde görüldü. Sanık sayısının fazlalığı nedeniyle davalar, Ağır Ceza Mahkemesi salonlarına taşındı. Sanıkların avukatları, delillerin usule aykırı olduğunu ve soruşturmanın taraflı yürütüldüğünü savundu.

Duruşmalarda dikkat çeken noktalar:

• Sanıklara, gözaltında oldukları gün eyleme gitmekle suçlandılar.
• Bazı sanıklar, evlerinde bulunan LGBTİ+ ve kadın hareketlerine ilişkin eşyaların kriminalize edildiğini iddia etti.
• Sanıklar, gözaltında işkence ve cinsel taciz uyguladığını iddia ettikleri kolluk kuvvetleri üyelerinin yargılanmasını talep etti.

Avukatlardan Sert Tepki: "Soruşturma Usulsüz"

Avukatlar, tüm sanıklar için derhal beraat talebinde bulundu. Delil olarak sunulan bazı fotoğraflarda sanıkların yer almadığını, bazılarının ise özel sosyal medya hesaplarından alındığını belirterek, delillerin usule aykırı olduğunu vurguladılar. Avukatlar, "İltisaklı bir kurum" tarafından çekildiği iddia edilen fotoğrafların nerede ve hangi şartlar altında çekildiği konusunda bilgi talep ettiler. Ayrıca, delil toplamadaki usulsüzlüğün soruşturmada usulsüzlüğe yol açtığını savundular.

Avukatların açıklamalarından bazıları:

14. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davada iki kişi için adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı kararı verildi. Duruşma 10 Ekim'e ertelendi. Diğer davalar ise Ekim ayının ortasına ertelendi. Bu davaların sonuçları, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı açısından önemli bir gösterge olacak.